
Bir Mimoza Masalı, lise yıllarında tanışan Liza ve Poyraz’ın (Mimoza ve Rüzgâr’ın) acı dolu ama masalsı aşk hikayesini anlatıyor. Hikâye Türkiye’de başlıyor. Liza, okulda sevgi dolu, hayat dolu bir genç kızken eve döndüğünde cehennemi yaşıyor. Varlıklı ama sevgisiz, baskıcı ve şiddet uygulayan bir aileye sahip. Özellikle babası, onu bir mal gibi görüp kendi çıkarları için kullanıyor. Annesi ve abisi de bu duruma sessiz kalıyor.
Liza’nın tek sığınağı, lisede tanıştığı Poyraz oluyor. Poyraz, ona “Mimozam” diye hitap ediyor ve hayatındaki tüm karanlığı aydınlatıyor. Okul çıkışı buluştukları park, yürüdükleri sahil yolu, gizlice buluştukları boş derslikler onların minik evreni haline geliyor. Ancak Liza’nın hayalleri; liseden mezun olup Poyraz’la mutlu bir yuva kurmakken, babasının para hırsı tüm hayallerini yıkıyor.
Bir gece, Poyraz’la geçirdiği en mutlu gecenin sabahında, babası tarafından Almanya’ya götürülüyor. Liza, kısa bir süreliğine gittiğini sansa da babasının onu geri getirme gibi bir planı yoktur. Almanya’da amcasının yanında tam on yıl geçiriyor. Bu süre boyunca Liza için hayat, ardında bıraktığı enkazdan çıkardığı küçük bir nefes kırıntısıyla geçiyor.
Bu sırada Poyraz, Mimozası’nın gidişiyle yıkılıyor. Geri dönmesini umarak yıllarca bekliyor ama Liza dönmüyor. Aradan on yıl geçtikten sonra, Liza kardeşinin açtığı bir telefonla yeniden Türkiye’ye dönüyor. On yıldır sakladığı sırlar, pişmanlıklar ve özlemle dolu kalbi, onu Poyraz’a geri dönmeye itiyor.