
Gerçek Bir Yaşam Hikayesi: Şeyma Demir’in “Gelin” Kitabıyla 1940’ların Ağrı’sına Yolculuk
Şeyma Demir’in “Gelin” kitabı, 1940’lı yılların Anadolu’sunda geçen gerçek bir hayat hikayesinden esinleniyor. Çocuk yaşta evlendirilen Zelal’in acı, umut ve inanç dolu mücadelesine tanık olmaya hazır mısınız?
1940’lı yılların sert gerçekleriyle yüzleşmeye hazır mısınız? “Gelin” bizi Ağrı’nın Eleşkirt ilçesine götürüyor ve küçük yaşta kaderin eline bırakılan Zelal’in hikâyesini anlatıyor. Annesiz büyüyen, babası tarafından terk edilen Zelal, amcasının yanında sevgiyle büyür. Fakat büyümek sadece bedenin değil, kaderin de şekillenmesi anlamına gelir. Daha 15 yaşındayken ağa oğlu İsmail’le evlendirilir.
Zelal’in çocukluğu elinden alınmıştır ama İsmail’in vicdanlı ve anlayışlı tavrı bu evliliği kabusa çevirmek yerine bir umut ışığına dönüştürür. İsmail, küçük karısını bir eşten çok bir evlat gibi sahiplenir, büyümesini sabırla bekler. Aralarındaki bağ zamanla derinleşir ve gerçek bir aşka dönüşür. Fakat mutluluk uzun sürmez. İsmail’in tayini şehirde çıkar, ayrı kalınan yıllar onları yıpratır. Sonunda kavuşsalar da İsmail, bir hastalıkla savaşırken hayatını kaybeder. Zelal dul kalır, kucağında İsmail’den bir bebekle ve kalbinde büyük bir boşlukla.
Toplumun baskısı burada devreye girer. Dul kadın, kaynıyla aynı evde kalamaz diyerek onu İsmail’in kardeşi Süleyman’la evlenmeye zorlarlar. Bu evlilik ne sadece zorunluluktur ne de tamamen mecburiyet… Çünkü Süleyman da yıllardır kalbinde Zelal’in izini taşıyordur. Ancak Zelal’in iç savaşları, aşk, sadakat ve vicdan arasında örülmüştür. Eski kocasının hayaletiyle yaşarken, yeni bir hayata adım atmaya cesaret edebilecek midir?