Çernobil Kontrol Projesi

Kitap, Çernobil faciasının yıllar sonrasında geçiyor. Nükleer patlamanın etkilerini araştırmak için bir ekip Çernobil’e gönderiliyor. Ekibin başında, alanında başarılı bir bilim insanı olan Aramis David Harrison var. Fakat patlama alanında beklenmedik bir olay yaşanıyor ve Aramis yüksek dozda radyasyona maruz kalıyor. Bu olay, onun sinir sistemi üzerinde geri dönüşü olmayan etkiler bırakıyor ve kendini kaybederek meslektaşlarına saldırmasına neden oluyor.

Bu saldırı, Aramis’in hayatını tamamen değiştiriyor. Meslektaşları onu Çernobil’de terk ediyor, üstelik sadece ekibi değil; çalıştığı enstitü ve ülkesi de ona sırtını çeviriyor. Öldü ilan edilip kaderine terk edilen Aramis, dört yıl boyunca ıssız ve radyasyon dolu bir ortamda, hayatta kalmaya çalışıyor. Bir zamanlar umut vadeden bu adam artık kendini kutuya konulmuş, kanatları koparılmış bir kelebeğe benzetiyor. Bu betimleme, kitabın en can acıtan satırlarından biri.

Kitap ilerledikçe yeni bir ekip ile tanışıyoruz: Mars, Hoon, Nova, Nora, Ares, Bud, Mina’dan oluşan 2008 ekibi. Bu karakterlerin her biri derinlemesine işlenmiş, hepsi ayrı bir dünyaya sahip. Mars’ın Aramis’e olan yaklaşımı ise kitapta en çok sevilen noktalardan. Mars’ın merhameti, herkesin iyiliğini düşünmesi, Aramis için günlerce uykusuz kalması, onu iyileştirmeye çalışması okuru duygudan duyguya sürüklüyor.