Kırmızı Göz

Cleormont Malikânesi… Göz alıcı ihtişamının ardına saklanmış karanlık bir lanet barındırıyordu. Bu lanet, nesiller boyunca malikâne sahiplerini tek tek alıp götürmüş, geride çığlıklarla örülü taş duvarlar bırakmıştı. Hikâyemiz, malikânenin küçük lordu Paul’un gözünden başlıyor. Daha ilk sayfalarda, küçük bir çocuğun annesini kaybetmesinin bıraktığı derin izleri okuyoruz. Annesinin ölümünün ardından Paul, karanlık gölgelerin arasında kaybolmaya başlıyor.

Paul’un dünyasına yeni dahil olan dadı Gabriella ise bu karanlık atmosfere bambaşka bir boyut katıyor. Gabriella tuhaf masallar anlatmayı, suya bakıp fısıldamayı seviyor ve suyun ona bir şeyler söylediğini iddia ediyor. Küçük lord, onu mutfakta biriyle fısıldaşırken yakaladığında bile gerçek mi hayal mi ayırt edemiyor. Gabriella, bir gün ona “Su bulanırsa Kırmızı Göz geri dönmüş demektir,” diyor. O andan sonra Paul’un çocuk dünyasında, korkunun gerçek mi yoksa anlatılanlardan mı beslendiği anlaşılmaz hâle geliyor.

Yıllar geçiyor… Babasını da ani bir şekilde kaybeden Paul, malikâneden ayrılıyor. Fakat büyüyüp genç bir adam olduğunda bile Cleormont Malikânesi’nin gölgesi peşini bırakmıyor. İçindeki huzursuzluğu bastıramayan Paul, yıllar sonra malikaneye geri dönüyor. O döndüğünde ise malikâne hâlâ aynı karanlık atmosferiyle onu karşılıyor. Bir gece bahçede gördüğü siluet ise hayatını geri dönülmez bir yola sokuyor. Bu siluet, Laura’dır; yan komşularının yeğeni.

Paul ve Laura arasında filizlenen aşk, bir umut ışığı gibi görünürken, malikânenin laneti de sinsice işliyor. Düğünlerine kısa bir süre kala Gabriella’nın eline geçen eski bir mektup, her şeyi değiştiriyor. Bu mektupta yazanlar; aşklarının bu laneti kırıp kıramayacağını, yoksa sonsuz bir karanlığa mı mahkum olacaklarını belirleyecektir…

Bu kitapta sizleri neler bekliyor?

👻 Gotik korku atmosferi ❤️‍🔥 Yasak ve gizemli bir aşk 🌑 Paranormal olaylar 😨 Gerilim, dram, tüyler ürpertici gerçekler 🩸 Lanetli malikane sırları

Kitap Yorumu:

Kırmızı Göz, gotik korku ve paranormal unsurlarıyla sizi karanlık bir masala sürüklüyor. Hikâyenin akıcılığı, sade ama etkileyici dili ile birleşmiş. Küçük lordun gözünden başlayan olaylar, okuru hem korkutuyor hem de düşündürüyor. Özellikle Gabriella karakteri, anlatılanların gerçek mi yoksa delilik mi olduğu konusunda sizi sürekli ikilemde bırakıyor.

Sonu tahmin edilemez, beklenmedik bir şekilde bitiyor ve “keşke biraz daha uzun olsaydı” dedirtiyor. Cleormont Malikânesi’nin laneti, insana “karanlık sandığımızdan da yakınımızda” dedirten cinstendi. Gotik korku ve dram sevenler mutlaka bu kitaba şans vermeli.

Kitaptan Alıntılar:

“O, bu evin ruhu, laneti. Her şey onun etrafında dönüyor. Her gölge, her yankı, her taşın soğukluğu. Ve ben… Ben onun taşıdığı yüklerden biriyim.” “Su bulanırsa Kırmızı Göz geri dönmüş demektir.”

📚 Seri/tekil: Tek Kitap 📖 Sayfa sayısı: 92 sayfa 📌 Tür: Gotik Korku / Gerilim / Paranormal