
Şarlatan
Şarlatan, nükleer felaket sonrası mükemmeliyetçilikle şekillenen distopik bir dünyada geçen etkileyici bir hikaye. İnsan doğasının karmaşıklığını ve mükemmeliyet arayışının psikoloji üzerindeki etkilerini derinlemesine keşfeder.
Kusursuzluğun sıradan olduğu bir ütopya…
Nükleer bir felaketin ardından ölümcül seviyedeki mutasyonla lanetlenen bir halktı esaretin kalbinde yatan. Halkı bu çarpık mirastan kurtarmak adına kabul edilen acımasız bir yönetim biçimi... İki aşık genç, kendilerini bu merhametsiz kaderin içinde bulacaktı. Eleme günü geldiğinde içine düşecekleri ölümcül oyunlardan ve entrikalardan habersiz gireceklerdi karanlık sırlarla kaplı Dünya'ya. Akıl almaz bir dehşetle aşkları sınanacak, akıllarında ise tek bir hedef olacaktı:Seçilenlerden olup hayatta kalabilmek. Şarlatan, ölümlerini gözlüyordu...
Kitabın Yorumu ❤️Dünya, nükleer felaketin izlerini taşıyan bir yer haline gelmiş. Bu karanlık dünyada, insanlık acımasız bir seçimle yüz yüze:mükemmel olmayanları elemek. İşte Aytuğ Tunç Deveci'nin kaleminden çıkan "Şarlatan"adlı kitap tam da bu distopik dünyanın derinliklerine iniyor. Bu romanda, post-apokaliptik bir manzara içinde, insan doğasının karmaşıklığı ve mükemmeliyetçiliğin ne kadar çarpıcı bir şekilde ele alındığını görmek mümkün.
Kitabın temel olay örgüsü, hayatta kalmak için insanların ne kadar uç noktalara gidebileceğini anlatıyor. Nükleer felaket sonrası ortaya çıkan mutasyonlar ve bu mutasyonlardan kurtulmanın yolu olarak sunulan mükemmeliyetçilik teması, okuyuculara insan doğasının karanlık yönleriyle yüzleşme fırsatı veriyor. Yazar, bu dünyayı detaylı bir şekilde işleyerek okuyucuları olayların merkezine yerleştiriyor.