Tanrıkatili

Ailesi ateş tanrısına inananlar tarafından öldürülen Kissen artık hayatını tanrıları öldürerek geçindiriyor ve bundan büyük zevk alıyordu. Ta ki öldüremeyeceği beyaz yalanlar tanrısı Skedi’yle karşılaşana kadar.

Öncelikle kitabın incelikle hazırlanmış kapak tasarımına bayılarak aldığımı itiraf etmem gerekiyor 😳 ama beni asla pişman etmeyen fantastik kurgulardan oldu. Her fantastik kurguda olduğu gibi o dünyayı öğrendikten sonra akıp gidiyor. Kissen, Inara ve Skedi tam bir gizem yumağı 😍

Kitap, Kissen'in ailesinin ateş tanrısına inananlar tarafından kurban edilip öldürülmesiyle başlıyor. Babasının inanılmaz fedakarlığı ile Kissen kurtulur ama tüm ailesinin ölümünden dolayı suçlukla yaşamak kurtulmak mıdır? Kissen, bu trajediden sonra yaşamını tanrıları öldürerek sürdürmeye karar verir ve bir yandan da bu işten büyük bir zevk alır. Ancak hayatı, öldüremeyeceği bir tanrı olan beyaz yalanlar tanrısı Skedi ile karşılaşınca tamamen değişir.

kedi, genç bir soylu olan Inara’ya bağlanmıştır ve ikili, evden gizlice kaçıp Tanrıkatili Kissen’i bulurlar ve yarım isterler. Kissen, bu küçük kızda bir zamanlar ki kendi çocukluğunu görür ve yardım etmeye karar verir. Ancak daha yola çıkmadan Inara’nın evinin yandığı ve annesinin ve tüm tanıdığı herkesin öldüğüne şahit olurlar. Ve bilinmeyen suikastçılardan kaçmak üzere Blenraden adlı eski harabe ve tanrılar şehrine gitmeye karar verirler.

Bu yolculuk sırasında, gizli görevde olan Elogast ile yolları kader sayesinde kesişir. Elogast arkadaşı Kral Arren’e yardım için bu yolculuğa tek başına çıkmış eski bir şövalye ve şimdi ise fırıncı 😂 Ancak iblisler tarafından takip edilirken ve iç savaşın ortasında kalarak, yolculukları boyunca çeşitli tehlikelerle yüzleşmek zorunda kalırlar.

Inara’yı o kadar çok sevdim, ona o kadar üzüldüm ki anlatamam… Hele Skedi’nin yani namı değer parazitimiz bir ara kontrol ele geçirip Inara’yı istemediği şeyleri yapmaya zorladı o zaman o küçük tanrıyı Kissen keşke öldürse dedim 😡 Kissen ve Elogast🔥

“Tuhaf bir şey oldun çıktın, küçük kız, dedi Osidisen onu kollarına alıp, ismini benden aldın ama benden nefret ediyorsun. Kis-sen-na. Denizin sevgisinden doğan. Yine sırf öfken uğruna ölecek misin?”