
Tanrıların Gölgesi
Kan Yeminliler Destanı'nın ilk kitabı Tanrıların Gölgesi, İskandinav mitolojisi ve fantastik kurgunun harmanlanması ile ortaya çıkan başarılı bir eser. Kitaba başladığım andan itibaren günümüzün “Yüzüklerin Efendisi ve Hobbit” gibi bir dünya yaratmayı başarmış şahane bir dünya ile tanıştığımı düşündüm 🔥
İşte uçarak geliyor gölge kadar karanlık ejderha,
Ayın Karanlık Tepeleri'nden yükselen parlak yılan;
Ovanın üzerinde süzülürken kanatlarında ceset taşıyor. (Voluspa-Volva'nın kehaneti)
Kitabın en güçlü yönlerinden biri, macera dozu yüksek ve sürükleyici bir anlatımı olması. Zihinde görselleştirmeyi sağlayan yalın anlatımı, zengin mitolojik ve fantastik unsurları epik bir dünya çerçevesinde yansıtmasını sağlıyor.
Norsça terimlerin sık geçmesi ve savaş ve mücadele sahnelerinin uzun uzadıya anlatılması, bazı okuyucular için yorucu olabilir. Ama bu dünyayı tamamen canlandırabilmemiz işlenmiş çok güzel detaylar olduğunu düşünüyorum.
Kitap, İskandinav mitolojisine ve halk edebiyatına dair birçok unsuru barındırıyor. Tanrılar, Tanrı soyundan gelen yetenekli insanlar, büyülü varlıklar, büyücüler, cinsiyete göre değil güçleri ve savaştaki başarılarına göre saygı gören savaşçılar, yönetimi temsil eden toprak sahipleri gibi öğeler, kan ve vahşetin yoğun olarak ortaya çıktığı savaşlar, güç mücadeleleri ve Tanrısal Varlıklar'ın ön planda anlatımı ile işleniyor.
Kitap, İskandinav mitolojisinin bazı temel unsurlarını, özellikle de tanrılar arasındaki çatışmaları ve güç mücadelesini yansıtıyor. Guofalla Savaşı, İskandinav mitolojisinde önemli bir olaydır. Bu savaşta, Odin ve Thor'un liderliğindeki Aesir tanrılarıyla, Loki ve Fenrir'in liderliğindeki Vanir tanrılarının savaştığına inanılır. Tanrıların bu savaşında, birçok tanrı ve tanrıça ölmüştür.
Olay örgüsü Kitap, 300 yıl önce gerçekleşen Guofalla Savaşı'nın ardından değişen dünya düzeninde geçiyor. Tanrılar arasındaki savaşta, Tanrılar birbirini öldürmüş ve yeryüzü değişmiştir. Bu yeni düzende, mevkibeyleri, özelliklerine göre oluşturulmuş para ile kiralanabilen savaşçı toplulukları ve Tanrılar'ın soyundan gelen ve büyülü yetenekleri ile köle olarak satılan "Lekeliler" yeni dünya düzenini oluşturmuştur.
Kitabın üç ana karakteri, bu yeni düzende farklı amaçlar için mücadele eden Elvar, Warg ve Orka'dır. Bu üç karakterin hikayeleri, Guofalla Savaşı'nın ardından değişen dünya düzeninde, kaderin onları götürdüğü yerde zorlu bir mücadeleye girmek zorunda kalmaları ile birbirine bağlanır.
Elvar, bir mevkibeyi'nin kızıdır. Güçlerini kanıtlamak ve savaşın zaferini yaşamak için Ölüm İttifakı'na katılır. Elvar'ın son görevi, efsanelerin yaşadığı bir dünyaya adım atmasına sebep olacaktır. Warg, yıllarca köle olarak yaşamış bir adamdır. Kız kardeşinin intikamını almak için büyülü güçlere sahip bir Senior cadısı veya bir Galdurman aramaktadır. Bu arayış onu büyük bir savaşçı topluluğu olan Kan Yeminliler ile karşı karşıya getirecektir. Orka, oğlunu kaçıranların peşine düşen bir kadındır. Bu uğurda yıllarca gizlediği geçmişi ile yüzleşecek, yeteneklerini ispat etmiş savaşçıların karşısında kanlı bir mücadeleye atılacaktır. En sevdiğim karakter kesinlikle Orka’ydı 😍
Kitapta yer alan İskandinav mitolojisi unsurları, kitabın atmosferini ve hikayelerini zenginleştiriyor. Bu unsurlar, kitabın İskandinav mitolojisine ilgi duyan okuyucular için daha da çekici olmasını sağlıyor.