
Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek 2 – Kırık Kalplerin Savaşı
“Uyumadan Önce Tuttuğum Dilek 2”, Bahar ve Ozan’ın duygusal fırtınalarla dolu yolculuğunu gözler önüne seriyor. Psikolojik çözümlemelerle derinleşen hikâye, aşkın, pişmanlığın ve yeniden doğuşun izlerini sürüyor.
İlk kitapta hayallerinin peşinden İstanbul’a gelen Bahar, üniversite hayatına adım atarken hem şehirle hem de kendi iç dünyasıyla zorlu bir mücadeleye girer. Hayatına giren Ozan ile arasında yavaş yavaş filizlenen bağ, umutlarının, sevilme ihtiyacının ve bastırdığı acıların üzerine kurulur. Ancak, Ozan’ın çevresindeki arkadaşları ve özellikle Oktay’ın negatif etkisiyle Bahar kendisini bir çıkmazda bulur.
Bahar, bir gece yaşanan büyük bir olayla hayatının akışını değiştiren bir karar vermek zorunda kalır. Bu karar sadece onu değil, Ozan’ı ve Oktay’ı da derinden etkiler. Yaşananların ardından Ozan’la yolları ayrılan Bahar, bir yandan geçmişin ağırlığıyla boğuşurken diğer yandan psikolojik destek alarak kendi iç yolculuğuna başlar. Psikoloğu Leman Abla ile yaptığı derin sohbetler, Bahar’ın kendini tanıması ve affetmesi yolunda önemli bir dönüm noktası olur.
Ozan ise pişmanlıklarıyla baş başa kalır. Bahar’ın yokluğu onu derinden sarsar, fakat zamanla geçmişin gölgesinden çıkmaya çalışır. Aralarındaki bağ hâlâ canlıdır, fakat ikisi de yaşadıkları travmaları kendi yollarıyla aşmaya çalışır. Oktay ise hikâyeye bu kitapta daha derinlikli bir şekilde dâhil olur. Geçmişi, ailesi ve Ozan’la olan bağlarıyla birlikte daha insanî yönleri ortaya çıkar. Onun Bahar’a olan davranışları her ne kadar öfke uyandırsa da bu kitapta okurun empatisine daha fazla alan açar.